30 Kasım 2008

Normalleştirme tohumları.

Giriş
Eminim ki, bu konuda bugüne kadar bir çok yazılmış, binlerce kelam edilmiştir. Çocukken annesine "anne ben hiçbir şey bilmiyorum gibi hissediyorum bazen" deyip durmuş, 26 yaşına geldiğinde ise "lan ben bu kadar çok şeyi bir ömürde nasıl öğreneceğim" diye hayıflanan biri olarak kısıtlı olduğunu düşündüğüm bilgilerimle çok da sıkıcı olmak istemiyorum.

Daha önce de belirttiğim gibi bana göre "dünyanın en saçma şarkısı" olan, daha ilkokuldayken bize ezberletilen ve bağıra çağıra söylettirilen ve bu blog sayfasına ismini veren "Vücudumuz" şarkısının kısa bir analizini yapmak istiyorum. Çünkü bu şarkı, farklı olmamamız, kendimizden farklı olana tepki duymamız ve onu kabullenmememiz, belirli kalıplar içinde kalıp hayatımızı dilediğimiz gibi yaşamamız için yapılan özenli çalışmanın minicik bir parçası; ve görevini yerine getirirken bırakın fikir, yaşam tarzı, etnik farklılıkları kullanmayı, bu ayrımcılığı insan vücudu üzerinden yapıyor. İşte bu nedenle ben bu şarkıya ilkokul yıllarımdan bu yana gıcık oluyorum, nefret ediyorum!

Durum budur. Şimdi girişi fazla uzatmadan, gelişmeye geçelim ve bu güzide şarkıyı inceleyelim. Here we go:

Gelişme
İki elim iki kolum
Bacaklarım var
Şimdi bir düşünelim. Bu şarkıyı söyleyen çocuğun sokakta bu uzuvlarının bir kısmını kaybetmiş ya da bu uzuvlara doğuştan sahip olmayan birini gördüğünde hissedecekleri. İşin kötü yanı bu kişi kendi evinde de olabilir, askerde gazi olmuş abisi olabilir mesela, veya bir yakını herhangi bir kaza sonucu bu uzuvlarından olmuş olabilir. Daha da kötüsü bu kişi çocuğun kendisi olabilir.

Her insanda bir burun
Bir de ağız var
Evet çok doğru, teknik olarak insan vücudu tasarımında bu organlardan birer tane var. Ama çeşitli sebeplerle bu durumda da bir bozukluk olabilir değil mi? "Her insanda" tanımına özellikle dikkat etmek lazım aslında. Her insan aynıdır çocuklar, tıpkı sizin önlük ve yakalarınızla birebir aynı göründüğünüz gibi.

Sen hiç gördün mü?
Üç kulaklı bir adam. Ha ha ha ha ha
Ve işte muhteşem gülme efekti. Üç kulaklı bir adam olur mu hiç, dalga mı geçiyorsun? Her insanda iki kulak var, iki kulak olmalı ve bu kulaklar senin değil bizim duymasını istediklerimizi duymalılar.

Olur mu hiç üç kulak?
Dön de aynaya bak.
Dön de aynaya bak ve bu gerçekle yüzleş! Sen de diğerleri gibisin, hepiniz aynısınız, hepinizin sadece iki kulağı var. Bana inanmıyorsan, aynaya bak, kendi gözlerinle gör. Kaç tane gözün var peki?

İki gözüm iki kaşım
Bak gördün mü iki gözün var, iki kaşın var. Anlamadığım şu aslında; bu şarkıyı müfredatlara sokarken, bu sınıflarda bir gözünü kaybetmiş çocuklar olabileceğini ve onların yaşayacağı travmayı da mı düşünmediler acaba?

Kirpiklerim var
Ya da bu satıra ne demeli. İlkokuldayken sınıfımızda bir kız vardı ve bu kızın manyak babası kızın kirpiklerini kesiyordu. Şarkıyı ilk defa öğrenirken, şimdi adını hatırlayamadığım bu kızla göz göze gelmemek için çaba sarf ettiğimi hatırlıyorum. Kim bilir ne kadar üzülmüştür diye bütün keyfim kaçmıştı.

İnci gibi dişlerim
Hmmm. Ben pek de inci dişli çocuklar hatırlamıyorum o yıllardan.

Bir de çenem var
Benim dedemin bir çenesi yok, yarım çenesi var. Geçirdiği çene kemiği kanseri nedeniyle çenesinin yarısı ne yazık ki alındı ve ben bu şarkıyı öğrendiğim yıllarda da durumu böyleydi. Bu şarkıyı coşkuyla söyledikten sonra, bayramda dedenizin sizi öptüğünü düşünün. Üzücü değil mi?

Sen hiç gördün mü?
Üç dudaklı bir adam. Ha ha ha ha ha
Olur mu hiç üç dudak?
Dön de aynaya bak.
Üç dudaklı adam da gördüm, üç dudaklı çocuk da gördüm. Yarık dudaklı fetüs sendromu geçiren ve tedavi olamayan herkesin üç dudağı var, belki aynada görmüyorum ama çok fazla gördüm üç dudaklı insan. Bunların suratlarına şarkıdaki gibi gülmem mi gerekiyor acaba? Üç taşaklı adam bile tanıyorum; bırak dudağı.

Sonuç
Bu şarkı gördüğünüz gibi, daha küçük birer çocukken bize kendimizden farklı olanın normal olmadığı düşüncesini sinsi sinsi işleyen bir şarkı. Keşke bununla kalsa. Bu sadece basit bir örnek, bu amaçlarla kullanılan sayısız araçtan sadece bir tanesi. Tüm normalleştirme tohumları ile, doğduğumuz günden ölene kadar sürekli bizi bir çizgide tutup, istedikleri gibi yönlendiriyor, kendi seçimlerimizi yapmamıza engel olmaya çalışıyorlar. Masum gibi görünen bir çocuk şarkısı ya da bir masal, belki de genel geçer bir öğüt. Örnekleri çoğaltmak mümkün. Bunlara dikkat etmek lazım.

Yazıları her zaman giriş-gelişme-sonuç izleğinde yazmamak lazım... ;)

Sevgilerimle,
3kulaklı1adam

22 Kasım 2008

Vücudumuz

İki elim iki kolum
Bacaklarım var
Her insanda bir burun
Bir de ağız var

Sen hiç gördün mü?
Üç kulaklı bir adam. Ha ha ha ha ha
Olur mu hiç üç kulak?
Dön de aynaya bak.

İki gözüm iki kaşım
Kirpiklerim var
İnci gibi dişlerim
Bir de çenem var

Sen hiç gördün mü?
Üç dudaklı bir adam. Ha ha ha ha ha

Olur mu hiç üç dudak?
Dön de aynaya bak.

Dünyanın en saçma şarkısı!

17 Kasım 2008

Special Autumn Discount

FINALLY!

A very special autumn discount on our custom made personalities!

Wanna be a rockstar touring the world on white "lines"?

Or a 25-year-old masturbating businessman in a fake Hugo Boss suit?

Maybe you just want to be a pretty blonde lolita...

Or a party animal whore sailing on chemicals?

We have everything you need!

Come and get one with nice prices via our special autumn discount up to 35%!

Do not miss it!

Extra 15% discount on each personality! Only in Personalities For Sale Inc.!!!

Do not even think about missing it!

Personalities For Sale Inc.
we make you someone

3k1a.slgn.001

Sıçmak...
Göt ister!